İlk şehir dışı gezimizi Kobe'ye yaptık:)
Namba'dan Hanshin'e bindik. 740 yen civarıydı sanırım bilet. 3. Reyon'dan Kobe-Sannomiya trenine bindik.
45 dakika'da Sannomiya'ya, yani merkeze indik.
İlk kez şehirler arası seyahatim olacağı için çok heyecanlıydım.
İstasyondan dışarı çıktık, aynı Osaka sanki? Bunun bir farkı; yokuşu vardı. Osaka dümdüz bir ovadan oluşan bir şehir. Arkadaşımız Murat'ın yanına gittik ilk. İstanbul Cafe'nin aşçısıydı ozamanlar.
Çok şirin, küçük ama tatlı bir cafe restauranttı.
Aynı akdeniz evleri havasında.
Eski bir yapı, iki katlı köy eviydi. En az 50 yıllık.
Merkezinde büyük bir meydan vardı. yılbaşlarında tüm kobeliler özelliklede yabancılar bu meydanda toplanıyorlarmış. Tapınak'da yine merkezde fakat biraz ötede. Tokyuhans'a kadar yürüyüp arkasına geçmeniz gerekiyor..
Mükemmel bir botanik parkı ve göleti var. Tapınak genellikle düğün ve cenaze merasimleri için kullanılıyor. Çok güzel gelinler gördüm içinde..
Bir ara onları da yazarız:)Tapınaktan yukarı, bayağı yukarı doğru çıkıyoruz:)
dedim ya kobe İstanbul gibi dere tepeli bir şehir:)
Osaka'da cami yok. İbadet haneler hiçbirşey yok.
Kobe'ye gelince arkadaş camiye de uğrayın diyince şaşırdık! Camide mi var! Allah allah. Çıktık geldik cami sokağına.
Sağlı sollu helal market adında bir kaç dükkân vardı.
Ve biz bu dünyanın varlığının farkında bile değildik.
1,5 sene önce getirdiğimiz bir valiz yiyecek erzak çoktan bitmiş. İnternet üzerinden, merkezi Tokyo'da bulunan baharu.com diye bir alışveriş sitesinden alıyorduk.Hasretle Türkiye'ye gidip alma düşüncesindeydik. Markete daldım camiden önce :p
Getirdiğimiz erzakların yarısına yakın ürün çeşitleri vardı. Zeytin, çay, helva, baklava, mercimek, fasulye, nohut, helal kesilmiş et, sosis. Cennete gibiydik eşimle ben:) O da ben de aldık sepet elimize, ihtiyaç duyduklarımızı doldurduk. Çok ta pahalı canım!
Baharu sitesine oranla bu helal marketler biraz daha ucuzdu ve çeşitleri daha boldu.
Çünkü Baharu sadece türk ürünleri satıyordu. Ama bu dükkânlar, Afganistan, Pakistan, hindistan, Nepal, Türkiye, aklımıza gelecek çoğu müslüman ülkelerden ürün getiriyormuş!
Hemen karşısında da osmanlı zamanında yaptırılmış Kobe camisi var. Camiye girip ibadetimizi yapıp, Kobe'nin bir de akşam gezisine çıktık:)
Gün kısa ama Kobe çok büyüktü.Bitiremedik! bitmedi. Saatler yetmedi. Yine gelmek üzere ayrıldık o gün. İnanin ben Kobe'yi çok sevdim. Keşke Osaka'ya değil de Kobe'ye taşınmış olsaydık dedim. Çünkü Kobe deniz ile yeşilliğin arajmanı bir şehir. Türkiye'nin Bursası buradaydı benim gözümde. Bursaya çok benzettim. Yokuş yukarı caddeleri, denizi, sahili, kumsalları. Uludağına benzer telefrikle çıkılan muhteşem manzaralı bir dağı vardı. O dağdan aşağı muhteşem Kobe manzarası izlemeyen bilemez.
Japonya'nın Honşu adasında bulunan bir şehir. Osaka'nın batısında yer alan Kansai bölgesinde bulunur. 1868 yılı itibariyle ticari anlamda batıya açılan ilk Japon şehirlerden biridir. Bu kozmopolit liman kenti, 100'den fazla ülkeden gelen yaklaşık 45,000 yabancı kişiye ev sahipliği yapmaktadır.
1995 yılında Büyük Hanşin Depremi'nde ciddi hasar görmesine rağmen, şehrin onarımı büyük bir oranla tamamlandı.
o market iyi olmus
YanıtlaSilAblacım bloğunuzu canım sıkıldığımda açıp okuyorum hep yüzümde bir gülümsemeyle okuyorum :) . İçten sıcacık yazıyorsunuz devamını dilerim. :)
YanıtlaSil