Cevap : Bana sürekli bu soru soruluyor.
Türkiye'ye her gittiğimde, eş dost japonyamı rahat? Türkiyemi? Diye soruyorlar.
Tek cevabım; Japonya! Tabikide.
Son zamanlarda sağolsun ziyaretçilerim. Bu blog sayfamdan
YouTube kanalımdan ve Facebook sayfamdan çok sık sorar oldu bu soruyu.
Bende bir başlık açmak istedim bu konu hakkında.
Japonya'nın eksileri ve artıları: Japonya'ya geldiğimde dil yoktu. Bir süre tanımakta güçlük çekmiştim kendilerini. Ama zamanla tanıdıkça hayranlığım her geçen yıl bir kat daha arttı.
Başka bir ülkede yaşamadığım için öyle bir insancıl, öyle bir saygılı millet başka bir ülkede yaşıyormu bilemem.
Zamanla tanımaya, gözlemlemeye başladıkça çözmeye de başladım onları.
Sabah ailecek evden çıkıyorlar akşam geliyorlar. Evde boş oturan, serseri, işe yaramaz hayat yaşayan bir birey göremedim.
Anne/Baba işe gidiyor, çocuklar'da okula.
Okuldan geliyor, yarım saat sonra geri çıkıyor.
Okul ve eğitimle ilgili yazım için tıklayın..
Ellerinde "手提げ-Tesage" bez çantalarıyla çocuk koşuyor resmen. Gittikten iki saat sonra geliyor, başka bir tesage- bez çanta elinde yine koşturuyor (evden çıkarken oyalanmamak için her özel ders için farklı çanta kullanıyorlar)
Okul ve eğitimle ilgili yazım için tıklayın..
Ellerinde "手提げ-Tesage" bez çantalarıyla çocuk koşuyor resmen. Gittikten iki saat sonra geliyor, başka bir tesage- bez çanta elinde yine koşturuyor (evden çıkarken oyalanmamak için her özel ders için farklı çanta kullanıyorlar)
Cumartesi, sırtlarında birer çanta ile anneyle çocuklar yine acele acele bisiklete binip bir kurs'a gidiyorlar. Pazar günleri anne, baba, çocuk sabahtan çıkıyor akşam geliyorlar.
Benim çocukların okulu manasıyla tanışıyoruz.
Okuldan gelip, dışarı çıktıklarında soruyordum hergün. Nasılsın? Nereye? diye.
Yüzme kursuna gidiyorum, Piyano kursuna, Dans kursuna, Jimnastik kursuna diye her seferinde farklı kursa gittiklerini söylüyorlar.
Okuldan gelip, dışarı çıktıklarında soruyordum hergün. Nasılsın? Nereye? diye.
Yüzme kursuna gidiyorum, Piyano kursuna, Dans kursuna, Jimnastik kursuna diye her seferinde farklı kursa gittiklerini söylüyorlar.
"算盤-Soroban" Abaküs kursuna gidiyorum diyor. Ya hiç boş kalmazmısın diyorum gülüyor çocuk:) yok diyor. Bazıları sadece pazar günü, bazıları da hiç tatili olmuyor.
Bir japon ailenin %90 nının evinde bir evcil hayvanları oluyor.
Kedi veya köpek. Genelde köpek daha çok besleniliyor.
Çocuklu bir aileyse ve yaşı büyükse çocuğa veriliyor bakım görevi o evde.
Yani o yaşta bir canlının canı emanet çocuğa? Gezdirmesi, yemeği, dışarıya tuvaletini yaptırması. Çocuk zaten okul, özel ders derken birde evdeki sorumluluktan o kadar çok çabuk olgunlaşıp, anlayışlı bir birey olarak büyüyorki yanından geçerken gülümsediğinizi görünce, selam verip eğilerek gülümsüyor.
Çocuk öyle bir yetiştiriliyorki, gittiği o kurslardan birini kendine hedef olarak seçiyor.
Beyni dolu çocuğun. Etrafından etkilenecek zamanı yok.
Bizimkiler gibi 7/24 tv başında ve internette tecavüz haberleri, hırsızlık haberleri, namus cinayetleri, dolandırıcılıkla ilgili farklı fikirler veren haberleri izlemiyor.
Onlardan birini örnek almıyor kendine. Üniversite çağına kadar çocuk, dolu dolu yaşıyor.
Akıllı, iyi eğitim almış, sorumluluk sahibi, çevreye saygılı, büyüklerine saygılı, kendinden küçüklere sevgili ve hayvanlara merhametli bir birey olarak çıkıyor.
Ebeveynler bile lise çağına gelmiş bir Kız/Erkeğe karışma hakkı görmüyor kendilerinde.
Her insan kendi hayatını yaşayabilir, özgür bir bireydir diyor (biraz fazla özgür olması da benim kanımca tehlikeli)
Yanımda çalışan çok kız'a denk geldim, annesiyle konuşmalarına.
Kız sabahın 6'sında çıkmış evden, okuluna gitmiş. Okul'dan "バイト-Baito" iş'e gelmiş.
İşte de 3-4 saat çalıştıktan sonra arıyor anneyi, "Akşam arkadaşlarla Karaoke" ye gidicez geç gelirim beni beklemeyin" diyor. Bu kadar özgüvenli bir genç. Bu kadar kızına güveni sonsuz anne.
Türkiye'de olsa kızın gece yarısı sokaklarda ne işi var? Kız sabaha karşı dışarda gezerse, tabiki başına birşey gelir deniliyor.
Japonya'da yapılana değil! Yapana odaklanılır.
Kız ister mini giyer! İster içki içer, ister sabaha karşı eve gelir, isterse arkadaşında kalır.
Onun özgürlüğünü kısıtlayamazsınız diyor japonlar.
Hani derler ya "Özgürlükler ülkesi Amerika" Japonya Amerika'dan daha özgür bir ülke.
Kendim bile gece 12 de 1 de eve dönmüşlüğüm çok olmuştur.
Arkama bakmadan etrafımı, çevremi kontrol etmeden çok rahat yürüyorum.
Kız ister mini giyer! İster içki içer, ister sabaha karşı eve gelir, isterse arkadaşında kalır.
Onun özgürlüğünü kısıtlayamazsınız diyor japonlar.
Hani derler ya "Özgürlükler ülkesi Amerika" Japonya Amerika'dan daha özgür bir ülke.
Kendim bile gece 12 de 1 de eve dönmüşlüğüm çok olmuştur.
Arkama bakmadan etrafımı, çevremi kontrol etmeden çok rahat yürüyorum.
Ne olursa olsun Japonya'da kadın hakları birinci planda. Kadın cinayetleri, sapıkları yok mu? derseniz olmazmı! Âlası burada.. Ama dediğim gibi suç kurbanda değil, suçluda bulunur..
Bir market çalışanı bile size enerjisinden enerji veriyorsa, iyikide bu markete gelmişim hissi tattırıyorsa. Bir güler yüz, bir tatlı sözle karşılıyorsa.
Bu ülkeden ayrılmak istemezsiniz benim gibi:)
Üniversite mezunu geneli. Ve iş sahibi kadın çok.
Türkiye gibi akraba, komşu dedikodusu yok.Tabiki Japonya rahat bir ülke diyecem :))
Türkiye'nin eksileri ve artıları: Japonya'ya gitmeden önce türkiye'de 26 sene yaşadım.
Ve o 26 senedir de açık cezaevinde yaşadığımın farkına taa Japonya'ya gidipte, dil öğrenip sokağa çıkmaya başladığımda anladım.
Türkiye'de, eş dost ne der? Kolu komşuya ayıp olur. Aman Babam beni öldürür. Anam kızarlarla büyüdüm evlendim. Ondan sonrada koca, kaynana, kaynata korkusu başlıyor.
Bir market çalışanı bile size enerjisinden enerji veriyorsa, iyikide bu markete gelmişim hissi tattırıyorsa. Bir güler yüz, bir tatlı sözle karşılıyorsa.
Bu ülkeden ayrılmak istemezsiniz benim gibi:)
Üniversite mezunu geneli. Ve iş sahibi kadın çok.
Türkiye gibi akraba, komşu dedikodusu yok.Tabiki Japonya rahat bir ülke diyecem :))
Türkiye'nin eksileri ve artıları: Japonya'ya gitmeden önce türkiye'de 26 sene yaşadım.
Ve o 26 senedir de açık cezaevinde yaşadığımın farkına taa Japonya'ya gidipte, dil öğrenip sokağa çıkmaya başladığımda anladım.
Türkiye'de, eş dost ne der? Kolu komşuya ayıp olur. Aman Babam beni öldürür. Anam kızarlarla büyüdüm evlendim. Ondan sonrada koca, kaynana, kaynata korkusu başlıyor.
Yani anlayacağınız Türkiye'de başkaları için doğuyoruz, büyüyoruz, evleniyoruz ve yaşıyoruz.
Zaten eğitim şurada 3-5 senedir gelişmiş. Mecburi eğitimden dolayı, eğitim düzeyi liseyi anca bulmuş bir milletiz.
Birde hala kendi bekarlık, gelinlik döneminde kalmış anne ve kayınvalidelerin dilinden kurtul kurtulabilir sen:)
Türkiye'de hayvan sevgisine hiç gelmeyelim diyecem ama, gelmek istiyorum!
Kaç çocuk bir hayvanla büyüdü? Hayvan sevgisi ve merhamet duygusu aşılandı?
Sen çocukken bu duygularla büyümezsen, büyüdüğünde insana karşı sevgin, saygın olurmu?
Çocuklarımızın eğitimi sadece okulda alfabe öğrenmekle bitiyor sanıyoruz.
Hayır! Eğitim her dalda olmalı.
Spor..
Müzik..
Dans..
Bunlarla büyümeli çocuk. Türkiye'de çocuk okuldan geldimi, çantayı atıyor bir köşeye. Ya TV karşısına. Ya bilgisayar başına. Ya elinde oyun. Yada sokakta boş boş işler peşine düşüyor.
Çocukların bir hobisi yok! Bir meşkalesi yok! Geleceğe yönelik bir planı yok.
Oğlum: "Karate" ," Judo", "Gitar" , "Eskrim", " Kixboks" "Amerikan futbolu"
Kızım: "Bale" , " Piyano" , "Buz pateni" eğitimleri aldı.
Oğlum şuan gelecek için. 1. Üniversite bitirmek. 2. Judo Antrenörlüğü sertifikası alma planları içinde.. Kızımsa Buz pateni eğitmeni olmak istiyor.
Çocuklarınıza bir hedef sağlayın, çalışkan, iyi bir birey olmalarına elverişli ortam sunun.
İnsana da, hayvana da, doğayada saygılı ve anlayışlı olur.
Bu yaşadığım çevre üzerinden konuştum. Belki bu yazdıklarıma uzak biriyseniz duygularımı ve düşüncelerimi anlayamazsınız.