Ülkelerinden kaçıp Mançurya’ya yerleşen sığınmacıların pasaportları olmadığından başka ülkelere gitmek için vize alamıyorlardı. Ancak o dönem Japon hükümetinin 1.500 Yen teminat karşılığında vize verdiğini öğrendikten sonra, 1920’li yıllarda Mançurya’ya sığınan Kazan Türkleri Japonya’ya gelmeye başladılar.
Kazan Türkleri kısa zaman içerisinde Japonya’daki hayata ayak uydurdular. Özellikle Japonya’nın iklimi onlara hoş geldi. 1922 yılında Tokyo’da meydana gelen büyük depremden sonra, Amerikan Hükümeti Tokyo’daki yabancılara yardım için ülkesine davet etmesine, hatta Yokohama Limanı’na Özel gemi göndermesine rağmen Kazan Türkleri bu daveti kabul etmediler ve Japonya’dan ayrılmayı istemediler.
Japonya’ya ilk gelen Kazan Türkleri Kobe ve Tokyo şehirlerine yerleştiler. Tokyo da ilk yerleştikleri bölge ise Okuba semtidir. Abdulhay Kurban Ali (1890-1972)’nin Japonya’ya gelmesiyle Japonya’ya gelen Kazan Türkleri daha organize olmaya başladılar ve 1922 yılında Abdulhay Kurban Ali’nin başkanlığında Mehalle-i İslamiyye adıyla bir dernek kurdular. Kazan Türklerinin T.C. vatandaşı olmasından sonra, 1953 yılında, bu derneğin adı Tokyo Türk Derneği olarak değişmiştir.1933 yılında Abdurreşid İbrahim’in Japonya’ya gelmesi, Japonya’ya sığınan Kazan Türkleri için ikinci bir dönüm noktası olmuştur. Zira Abdurreşid İbrahim bu tarihten önce Japonya’ya yaptlığı seyahatler esnasında bir çok Japon devlet adamıyla tanışmış ve dostluk kurmuştur. Bu ilişkiler çerçevesinde, Kazan Türklerinin hayatını daha da kolaylaşmıştır. Abdurreşid İbrahim 1944 yılında Tokyo da vefat etmiş olup, Tamareien Mezarlığı’nda medfundur.
Kazan Türkleri giderek artan çocukların eğitim ihtiyacını karşılamak için 1927 yılında Japon Hükümetine okul açmak için müracaat ettiler. Alınan izinden sonra, Shinokubo semtinde bir bina kiralayarak 1928 yılında Mekteb-i İslamiye adıyla bir okul açtılar. Ayrıca bu binanın bir bölümünü mescid olarak da kullandılar. 1931 yılında Tomigaya semtinde bir bina alınarak okul binası buraya taşındı. Mektebi İslamiye’de öğrenciler Türk ve Tatar hocalardan Türkçe, Tatarca, İngilizce ve Rusça öğreniyorlar, ilkokul müfredatındaki bütün dersleri de Japonca okuyorlardı. Okulda, milli ve manevi duyguların çocuklara aktarılması için çeşitli aktiviteler düzenliyorlardı.
Tiyatro oyunları bu gaye ile gerçekleştirilen faaliyetlerin bir çeşidi idi.
Daha sonra birkaç Japon şirketlerinin yardımı ile Shibuya semtindeki bir arazi satın alındı ve bu araziye 1935 yılında okul binası yapılarak, okul Tomigaya’dan buraya taşındı. 1938 yılında ise okulun yanındaki arazi üzerine Tokyo Camii inşa edildi.
Müslümanların dini ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayan Tokyo Camii’nde zamanla çeşitle hasarlar meydana gelmeye başladı. 1986 yılında Cami binası yıkıldı. Daha sonra cami ve okulun bulunduğu arazi, cami yapılması şartı ile T.C. Devleti’ne hibe edildi.
Arsa mülkiyetinin T.C. Devleti’ne geçmesinin ardından 1997 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’nda bir çalışma başlatılarak Tokyo Cami Vakfı kurulmuştur. Vakıf Kurucuları arasında dönemin Diyanet İşleri Başkanı M. Nuri Yılmaz, Diyanet İşleri Bşk. Yrd. Sami Uslu, Diyanet İşleri Başkanlığı Emekli 1. Hukuk Müşavirleri Ahmet Uzunoğlu ile Şemsettin Yazırlı yer almıştır. 12 Nisan 1996 tarihinde temeli atılan caminin, 30 Haziran 1998 tarihinde inşaasına başlanmış ve cami 30 Haziran 2000 tarihinde ibadete açılmıştır.
Cami açılışını Devlet Bakanı Fikret Ünlü, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz ve Tokyo Büyükelçisi Yaman Başkut yapmıştır. Açılışa Japon hükümet temsilcisi, Shibuya Belediye Başkanı, İslam Ülkeleri Büyükelçileri, Türk ve Japon basın mensupları, Japonya’da İslami faaliyet gösteren dernek temsilcileri ve büyük bir cemmat topluluğu katılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Duygularını bizimle paylaşmak ister misin